Hyun-woo, okulunu bitirmek üzere olan bir hukuk öğrencisidir. Sevgilisi Min-joo ise yerel doğa belgeselleri hazırlayan ve işini çok seven bir kızdır. Daha fazla beklemek istemeyen Hyun-woo, daha stajına bile başlamadan bir ev tutar ve akabinde de Min-joo 'ya evlenme teklif eder...Min-joo 'nun evlenme teklifini kabul etmesi üzerine ailelerin rızası alınır ve evlilik hazırlıkları, Hyun-woo 'nun stajıyla birlikte başlar. Hyun-woo 'nun yoğun bir staj dönemi geçirmesi; düğün hazırlıklarının büyük bölümünün Min-joo 'nun üstüne yıkılmasına neden olur...Min-joo, yine düğün hazırlıklarıyla cebelleştiği günlerden birinde daha önce sözleştikleri gibi birlikte alışverişe çıkmaları için Hyun-woo 'yu almaya gider. Fakat stajyer toplantısına girmesi gereken Hyun-woo, plânlarda istemeden de olsa değişiklik yaparak; nişanlısını, alışveriş merkezine önden yollar...Min-joo, sevdiği adamı sokakta beklemek istediğini söylese de; Hyun-woo, havanın sıcaklığını öne sürerek O 'nu israrla alışveriş merkezine yönlendirir. Alışveriş merkezinin Min-joo içerideyken çökmesi ise dünyanın, Hyun-woo 'nun başına yıkılmasına ve genç adamın yolunu şaşırmasına neden olacaktır.

Seok-joong 30 lu yaşlarında bir çiftçidir.Aşık olup evlenmeyi istemektedir.Eun-ha bir kahvecide çalışmaktadır.Seok-joong bu kıza gönlünü kaptırır ve ona hergün hediyeler göndermeye adım atar.Eun-ha başlarda bu adamdan hoşlanmasada Seok-joong un iyi kalpli doğası onuda etkisinde bırakır ve evlenirler.Çiftin büyün mutluluğu fazla uzun sürmez. Eun-ha nın eski kocası onu bulur.Diğer taraftan Eun-ha nın HIV virüsü için yaptırdığı test pozitif yönde çıkmıştır?

Bir mimar (Uhm Tae-Woong) üniversiteden sınıf arkadaşı bir kadının ricasıyla bir ev inşa eder. Kadın (Han Ga-In) usta bir müzisyendir. Ev inşa edilirken birbirlerine aşık olurlar.

Gizemli kimliğiyle Se-bin, insancıl ama saldırgan karizmatik çete başı Du-heon'a öldürmek amacıyla yaklaşır...

Film, geleneksel bir Kore masalını (Batinin külkedisi keyfinda ve tanınmışllığında), yine geleneksel Kore tiyatrosunun anlatım seçiminı kullanarak beyaz perde perdesine yansıtıyor... Çoğunluk lirik, kimi zaman de şarkı şeklinde bir performans gösteren bir ses sanatçısı ile bir davulcunun (özel bir Kore davulu) birlikte icra ettiği bu geleneksel anlatım seçimina Pansori deniyor, ve sahnede gösteriyi oynayan oyuncuların yaptıkları bu Pansori sanatçısı tarafından seslendiriliyor, anlatılıyor, pekiştiriliyor, teşvik ediliyor... Gerektiğinde Pansori sanatçısı olayı betimliyor, hatta bir "iç ses" bile oluyor... İste bu kültürel ve geleneksel Pansori ifade seçiminı ve gene geleneksel bir Kore peri masalı olan Chunhyang öyküsünü bu film (bence) başarıyla harmanlamış... Biliriz ki, peri masalları okumuş-cahil, zengin-yoksul, üst derslik-alt derslik farkı olmaksızın derhal herkese hitap eder, çünkü hepimiz masallarda kendi acılarına bir teselli, yaralarına bir pansuman, gelecek kaygılarına bir ümit bulur...

Yaşamınızın aşkını, size aşık ediyoruz... Fakat gizlice! Ajans Cyrano, bekarlara hayatının aşkını aşık ettiren çöpçatan ajansıdır. Byung Hoon'un (Eom Tae Woong) başlangıcında olduğu ajansın son müşterisi de Sang Yong'dur (Daniel Choi). Sang Yong başarılı bir kariyeri olan fakat aşk hayatı yolunda gitmeyen bir bekardır. Hee Joong'a (Lee Min Jeong) da sırılsıklam aşıktır. Sonunda Ajans Cyrano'ya başvurur. Byung Hoon, Sang Yong'un dosyasına bakar bakmaz, eski kız arkadaşı Hee Joong'la karşılaşır. Bu iş onun için hiç rahat olmayacaktır.

Yoon 1979 yılında yaşayan bir üniversite öğrencisidir. Donghee isimli başka bir öğrenciye aşık olan Yoon, plotonik aşkını gözetlerken yakalanır. Utancından, orada bulunma sebebine bir bahane arayan Yoon, masanın üzerinde duran bozuk radyonun kendisinin bulunduğunu iddia ederek yakalanmaktan kurtulur.Yoon, radyonun bozuk olduğunu bilmemektedir. Aslına bakarsanız, elektronikle de ilgilendiği falan yoktur. Fakat bigün radyodan bir genel çağrı anansu alır. Anonsu yapan, Ji In adında, kendi yaşlarında bir delikanlıdır. İkili radyodan mevzuştukça, acayip birşeyin farkına varır: Yoon 1979 yılında, Ji In ise 2000 senesinde yaşamış olduğunı iddia etmektedir.Her ikisinin de birbirine kanıt sunması ve Ji In‘in radyosunun, fişi çekikken de çalışması üzerine; ikili bu durumu kabullenir. Ji In ve Yoon‘un konuşmaya devam etmeleri, geçmişte ve gelecekte her ikisinin de hayatına sirayet eden çok hüzünlü bir olayı gün yüzüne çıkartacak, her iki gence de şok yaşatarak; hayatlarını değiştirmelerine niçin olacaktır.

Min hyuk okul festivalinde dans etmekle ve şarkı söylemekle meşguldür.. Ama hayatındaki değişim sahnedeyken değil tuvaletteyken gerçeklerşir. Erkekler tuvaletinde karşılaştığı Im Jung Eun'dan ilk görüşte büyülenir.. Im Jung Eun kızlar helaının dolu bulunduğunu bundan dolayı burayı kullandığını söyler ve gayet rahat bir şekilde orayı terkeder.. Min hyuk o günden sonrasında ilk görüşte kapıldığı Im Jung Eun'un peşine düşer ve onu hergün yeni bir süprizle kendine aşık etmeye çalışır. Fakat Im jung bigün ortadan kaybolur ve ardında bıraktığı tek şey ''üzgünüm'' kelimesidir...

Profesyönel bir dansçı ve dans hocası olan Young-sae, yaşamında Sefiller 'i oynamaktadır. Dans partneri, yarışmadan kısa bir süre önce onu terk etmiş ve birinci olabilmek için jüri başkanının oğlu, Young-sae 'nin ise ezeli düşmanı olan Hyun-soo ile birlikte piste çıkmıştır...Hepsi yetmiyormuş gibi, yarışma esnasında adi bir komploya kurban giden Young-sae, dizinden sakatlanmış ve değil birinci olmak, dereceye bile girmeyi başaramamıştır. Ardı ardına ve kendisi için çok ağır fiziksel ve ruhsal yaralar alan Young-sae çalışmayı, dansı hatta hayatı bile bırakmıştır.

Cenup Kore'de vaka yaratmış efsaneleşmiş dizinin sinema versiyonu... Hyeon-jun (Lee Byung-hun) ve Seon-hwa (Kim So-yeon) cenup Kore devletinin özel kuvvetlerinde çalışan iki yakın arkadaş ve iki rakiptir. İkisi de Seung-hee'ye (Kim Tae-hee) aşık olur. Gizli serviste çalışan Seung-hee'nin ise herkesten gizlediği ürkütücü bir sırrı vardır. Hyeon-jun ve Seon-hwa, genç hanımın kalbini kazanmaya çalışırken bir yandan da nükleer terör ataksını önlemek için mücadele eder.

Woo Jae ve Yeun Su bir kaç yıldır platonik dosttırlar. Birbirlerinden ayrılıp, 10 yıl sonra yine karşılarşılar ve bazı şeyleri yine düşünmeye başlarlar. Onların sevgili olması için cesaretleri olacakmı? Aşk belkide onların uzun süreli ilişkilerinin tarifıdır. Faket woo jaen yeon suyla 10 yıl sonra tekrar karşılaştığında, o ilişkilerinin doğallığından şüphe edecektir. Yeon sunun hayali, onu yavaş yavaş yaşamına almaktadır.

Hyun-Joon (Song Sae-Byeok) ve Da-Hong (Lee Si-Young) birbirini seven bir çifttir. Daaha sonrasında Hun-Joon Da-Hong’un ailesiyle tanışır. Da-Hong’un babası Young-Kwang, Hyun-Joon’u gördüğü benzer biçimde ona "Defol" diye bağlarırır.Da-Hong'un anası Choon-Ja (Kim Soo-Mi) zarif bir kadındır fakat ara ara öteki yüzünü gösterir. Woon-Bong (Jung Sung-Hwa) Da-Hong'un pembeyi seven kardeşidir.Da-Hong'un hala bekar olan halası Young-Ja (Kim Jeong-Nan) tuhaf bir tiptir.Bu sırada, Dae-Sik (Park Cheol-Min) Hyun Joon'un babasından oğlunu izlemesi için emir almıştır.

Kadın, reşit olmayan çocukla seks yaptığı içinhapise düşüyor. Bir süre hapiste kaldıktan sonra hapisten çıkıyor ve çocuk onu mahpushane çıkışında karşılıyor. Çocuğun reşitliğe ulaşmasına çok azca bir süre kalmıştır. Her iki aşık büyük bir heyecanla sürenın geçmesini beklerken, absürd sahneler, sürrealist bir senaryo dikkati çekmiyor değil.

Guiyeoni’nin romanindan uyarlanan film Kim Tae-gyoon tarafindan çekilmistir.Jung Han-Kyung (Lee Cheong-ah) basit, hatta sehirdeki diger kizlara bakılırsa itici bir kizdir. 4 yil köyde yasadiktan sonra, babasinin ölümü üzerine Seul’a geri dönmek mecburiyetinde kalir. Orada anası, kiz kardesi Dae-reum ve yeni ailesi ile kalacaktir. Büyük bir ask acisinin ardindan, Han-Kyung otobüste Ban Hae-Won (Jo Han-seon) ile tanisir. Ancak Hae-won genç kiza kimden ayrildigini sordugu için Han-Kyung ona çok sinirlenir. Aslinda Han-Kyung’un sevgilisi onu birakmamistir, sadece aralarinda mesafe oldugundan dolayi sevgilisi Han-Kyung’un eski en yakin arkadaslarindan biriyle çikmaya baslamistir…

Mesleginde basarili ve gelecegi parlak bir avukat In-seo Kim (Min-jong Kim) uzak bir ada santiyesinde bir yil çalismaya gider, burada annesi ve büyük annesiyle yasayan genç bir isçi kizla tanisir...aralarinda sadece iki yillik yas farki olan anne ve büyük annenin karmasik ve çileli hayatlari genç kizin hayatini da etkilemistir...hem anne, hem genç kiz rolünde iyi bir performans sergileyen güzel yildiz Yu-mi Kim'in rol aldigi durgun ama seyre deger bir Kore romantik filmi...

Ailesinin kendisine büyük bir para bırakarak terk ettiği K ile tüm ailesini bir trafik kazasında kaybetmiş olan Cream, birbirleriyle lisede tanışırlar. Bir süre sonra, Cream K’nin evine taşınır ve ikili bazen abi ve kızkardeş, bazen baba ve kız, bazense karı ve koca olarak yaşamaya başlarlar. K, Cream’a büyük bir aşk beslemektedir ve Cream’ın sürekli erkek arkadaş değiştirmesini, uzaktan sakin bir şekilde izlemektedir. Ta ki ölümcül bir hastalığı olduğunu ve sadece birkaç ayı kaldığını öğrenene kadar. Şimdi sevdiği kadın için bir şeyler yapma vakti gelmiştir, çünkü geçmişte yaşadıklarının da etkisiyle Cream yalnız bırakılmaktan çok korkmaktadır. Bunu iyi bilen K, öleceği gerçeğini Cream’dan saklayarak, onu sağlıklı ve iyi bir erkekle evlendirmek için araştırmalara başlar.

Dibe vurmuş, işsiz ve bekar bir kadın olan Hee-su (Jeon Do-yeon); bir koşu yolunda amaçsız bir şekilde dolaşırken, eski sevgilisi Byeong-un'la karşılaşır. Byeong-un da (Ha Jeong-woo), geçen bu yıllar içinde kendisi gibi olmuştur. Hee-su onun, kendisinden büyük miktarda borç para aldığını ve geri ödemek konusunda hiçbir zahmete girmediğini hatırlar. Sırtında çantasıyla göçebe bir hayat yaşayan Byeong-un, Hee-su'ya olan borcunu ödemeye karar verir. Bunu da, Hee-su'yla ilişkileri bittikten sonra birlikte olduğu tüm kadınlardan borç isteyerek yapacaktır.

2004 Güney Kore yapımı bir romantik-komedi. sevgilisinden 100. gün kutlaması esnasında ayrılan liseli bir kızın, tekmelediği kola kutusunun araba kullanan gence kaza yaptırması ile başlayan olaylar, kızın hasarı ödemek için 100 günlük hizmet anlaşması imzalaması ile gelişir.

Anne ve babasını kaybeden Failan (Cecilia Cheung) geriye kalan tek akrabalarını bulmak için Kore’ye göç eder. Ancak varışında akrabalarının kısa bir süre önce Kanada’ya gidip yerleştiklerini öğrenir. Çaresizlik içindeki Failan Kore’de kalabilmek ve geçinebilmek için düzmece bir evlilik yapmak zorunda kalır ve bir çöpçatan bürosuna başvurur.Kang Jae (Choi Min Shik) ise çaptan düşmüş kimsenin iplemediği ve herkesin itip kaktığı eski bir gangsterdir. Bu boş ve anlamsız hayatındaki tek amacı bir balıkçı teknesi satın alıp köyüne dönmektir. Bir gün tam kumar oynamak için paraya ihtiyacı varken çöpçatan bürosundaki arkadaşı bir düzmece evlilik için koca rolünü üstlenmesini ister. Büronun kapısı önünde belgelere imza atarken arkadaşı “düzmece de olsa karın olacak kadını görmek ister misin?” diye sorduğunda “gerek olmadığını” söyler ve boynundaki boyunbağını çıkarıp bir hediye olarak kadına vermesini ister esprili bir dille.Kang Jae’nin hemen unuttuğu bu evlilik Failan için yaşamının en önemli şeyidir ve bir gün kocasının kendisini ziyarete gelmesi dileğiyle yaşar. Elinde ona ait bir resim ve hediye olarak yolladığı bir boyunbağından başka bir şey olmayan Failan yalnız ve kederli gecelerini kocasına kendisiyle evlenmeyi kabul ettiği için dünyadaki en iyi insan olduğunu düşündüğünü onu ne kadar çok özlediğini ne kadar çok sevdiğini anlatan mektuplar yazar ama bunları asla gönderemez.