Güzel, seksi Ji-young, öğretmen-öğrenci olarak bir adam lisesine yerleştirilir. Ergenlikteki genç oğlanlar, onun hakkında fantazi ve cinsellik Tanrıçası olarak düşünürler. Sonrasında sınıfların birinde, öğrenci dekanı, bir çift kucaklamanın bir siluetini görür, ve bir hanım inlemesi duyar. O sınıfa sadece bir çift kama keşfetmek için gider. O, Ji-young'tan şüphelenir ve onun cinsel cazibelerine karşı oğlanları korumaya karar verir.

Kral olmak için lüzumlu özelliklere sahip olmadığını,buna layık olmadığını düşünen Prens Kral olmak için lüzumlu meziyetlere haiz olmadığını düşünen Prens Jeonghyeon ile, onun kral olabilmesi için yaşamını ortaya koyan Yeon içinde bir nevi kral-hizmetkar romantizminin çekiciliği söz mevzusu. Fakat bu romantizm, filmin sonuna dek korunan bir kontrole sahip..Daha çok sadakat ve koruma duygusu ön planda.

Polis memuru Young-woo'nun kızı Sae-hee hastadır ve acilen karaciğere ihtiyacı vardır. Uygun karaciğer Tae-ju isimli bir hırsıza aittir ve Young-woo karaciğerinden bir parça vermesi halinde serbest kalacağını söyleyerek Tae-ju'yu zor da olsa ikna eder. Ancak ameliyat için biriktirmiş olduğu paraya kardeşine kefil olduğu banka tarafından el konulur.Kız hakkında asıl gerçekleri öğrenen Tae-ju parayı bulmak için her şeyi yapar ancak işler istediği gibi gitmez...

çocukluktan beri beyin özürlü olan Ki-bong yasadigi köyün sakinlerinin destegiyle ulusal amatör yari-maratona katilir. Bu duygu yüklü filmde ki-bong'un sayesinde insanlarin aile ve sevginin ne demek oldugunu anladiklari bir hikaye anlatilir.

Babasının ölümünün yasını tutan genç bir çocuk, annesini bulmak için bir maceraya atılır. Yolu üzerinde Budist söylemlerde bulunan bir çok insanla karşılaşır: Eksantrik bir keşiş, büyüyerek artık bir genç hanım olan bir kız, bir tutuklu, ağzı bozuk bir hekim ve sıkı içki içen bir astronomun genç oğlu. Her biri ona, gerçeği ve annesini bulmasına yardım etmesi için birini bulmasını söyler.

Soğuk kanlı, profesyonel bir katil olan Hyun-jun, uykusunda öldüreceği adamın evine gelir, ancak çarşafların altında bulduğu şey yalnız bir kadındır. Şaşkına dönen Hyun-jun'a bağırır, "Senin için ne fark eder? Paranı verdim, o halde öldür beni."Kendini öldürtmeye karar verense, yedi yıllık aşığından travmatik şekilde ayrılan Jin-young'dur, ancak alelade aşırı dozda uyku hapları alarak sefilce ve tek başına ölmektense, yeri göğü gümbür gümbür inleterek gitmek istemektedir.Kadına öfkelenen Hyun-jun, yerine getirmesi gereken bir anlaşması olduğu halde görevi bırakır. "Sen öldür kendini, ben senin intihar uşağın, değilim," der. Hyun-jun ve Jin-young'un ilk kez karşılaşmalarıdır bu, ve böylece en sıradışı aşk hikayelerinden biri başlar.