Jang Na Ra (Ha Neul) Yetenekli bir sanatçıdır ama yeteneğinin fazla üstüne gitmez. Hyeon Jyu Ni (Bada) Ailesi tarafından terkedilmiştir. Yu Ah In (Jin Kyu) ise ailesini genç yaşta kaybetmiştir ve şimdide pizza teslimatı yapmaktadır. Müzik, dostluk ve sevgi bu üç kişiyi birlikte hayata bağlar.

Skandallara karıştıktan sonra,kamu gorevi yapmak için kapanmak üzere olan bir hastaneye gelen Top yıldız'ı mevzu alıyor. Hastanedeki onca hastanın içinde, idol hayatının ve müziğin önemini anlıyor.Bu filmde, Hong Ki Chung Ui adında Top yıldız'ı oynuyor. Gönüllülük işi esnasında ölümle savaşmalarına rağmen yeni şeyler denemekten bıkmayan hastalar tarafınca iyileştiriliyor.

He Yi Chen ve Zhao Mo Sheng üniversitede tanışan ve Mo Sheng’in aniden Amerika’ya gitmesiyle ilişkileri daha yolun başındayken sekteye uğrayan bir çifttir. Yedi yıl sonra Mo Sheng Amerika’dan döner, Çin’de eski günleri düşünerek fakat onu aramak için bir şey yapmadan hayatına devam eder. Ta ki bir gün tesadüf eseri Yi Chen’i görene dek. Aynı nehirde ikinci kez yıkanmanın mümkün olmadığı bir dünyada yedi yıl sonra tekrar karşılaşan bu iki insan aşklarına devam edebilecek mi?Çin’in ünlü internet yazarı Gu Man’ın “Silent Separation” isimli eserinden uyarlanan filmin sitemizde aynı eserden uyarlanmış ”My Sunshine” isimli dizisi de bulunmaktadır.

Yuuki Obata'nın Shōjo mangasından uyarlamadır. Hikâye; Nanami Takahashi, şu demek oluyor ki Nana'nın, popüler sınıf arkadaşı Motoharu Yano ile olan ilişkisi üzerine kurulu... Nana, okulun ilk gününde, okulun en popüler çocuğu Yano ile karşılaşır. Her ne kadar karşı koymaya çalışsa da Nana, kendini Yano’ya âşık bulur. Sadece kısa süre sonrasında Nana, Yano’nun eski kız arkadaşının bir otomobil kazasında öldüğünü öğrenir. Daha da fenasü Yano hala eski kız arkadaşını seviyordur.

1980 Mayıs. Bir taksi sürücüsü olan Man-seob (Kang-ho Song), gerçek olamayacak kadar iyi bir müşteri bulur. Bu müşteri yüz bin won karşılığında Gwangju’ya gitmek istemektedir. Detayları öğrenmeden işe atılan Man, beraberinde Alman gazeteci Peter (Thomas Kretschmann) ile yola çıkar. Aynı dönemde Güney Kore’de halk sıkıyönetim altında yaşamaktadır. Man-seob hedefe yaklaştıkça bazı sorunlarının olduğunu farkeder ancak Peter burada yaşananları haber yapma niyetindedir. Bir üniversiteli öğrencinin de yardımıyla taksi sürücüsü Man-seob boyundan büyük işlere girişecektir...Salinui chueok filmiyle tanıdığımız Kang-ho Song’un başrolünde yer aldığı Güney Kore yapımı film, yılın en iyi Kore filmlerinden biri olarak görülüyor.

Yetenekli bir jokey olan Ju-hee (Tae-hee Kim) bir yarışta atını kaybedip kötü bir kol sakatlığı geçirmesinin ardından, yarışlardan çekilir. Bu depresyonu atlatmak için gittiği Jeju Adası'nda tesadüfen başka bir jokeyle, Woo-suk (Dong-kun Yang) ile karşılaşır. Woo-suk, Japonya Kupası'nda şampiyon olmuş bir jokeydir. Woo-suk'un cesaretlendirmesiyle, Ju-hee kendini hazırlar ve Grand Prix Şampiyonası'na katılır...

Doğuştan görme yetisi olmayan genç bir kız ve eskiden boksör olan Chul isimli genç arasında tanıştıkları andan itibaren karşı koyamadıkları bir aşk doğar. Bu aşkta, Jung kalbiyle görmeyi öğrenecek; Chul ise gözleri olmadan onu hissetmeye çalışacaktır.

Yağmurlu bir sabah, küçük So-Won (Lee Re) evinden okula gitmek için çıkar. Babası yerel bir fabrikada çalışıyor ve annesi evlerinin aşağısındaki mütevazı bir mahalle kırtasiye dükkanı işletiyordur. So-Won okula giderken yolda bir adam tarafından alıkonulur. Saatler sonra, So-Won'un babası Dong-Hoon (Sol Kyung-Gu) polisten yürek burkan telefon alır. So-Won tecavüze uğramış, sonra da hastaneye kaldırılmıştır. Mutlu olan aile kendilerini bir kez daha toparlayabilecekler mi?

Hye-Young, Amsterdam'da yaşayan genç ve güzel bir ressamdır. Şehrin en işlek meydanında insanoğluın resimlerini yaparak ve kendi tablolarını satarak geçimini sağlamaktadır. Park Yi ise, şehirde uluslar arası uyuşturucu trafiğinde önemli rol oynayan Kore mafyasının emrindeki bir kiralık katilidir. Park Yi, bir papatya tarlasında fotoğraf yaparken gördüğü Hye-Young'a aşık olur.. Onun çalıştığı meydanı karşıdan net bir şekilde gören bir daire kiralar ve hergün onu izler. Sadece kendini gösterme cesaretini bulamaz. Bunun yerine hergün saat 4:15'de onun dükkanının önüne bir demet papatya bırakıp, "çiçekler" diye bağırıp ortadan kaybolmaktadır. Bu esrarlı fanatikından hergün aynı saatte çiçekler alan Hye-Young, hiç görmediği bu adama aşık olmuştur.Bir gün, Hye-Young kalabalık meydanda çalışırken, tesadüfen saat 4:15'de elinde bir demet papatya ile karşısına bir adam çıkar. Fakat bu adam, uyuşturucuların peşindeki İnterpol dedektifi Jeong Woo'dur ve o sırada takiptedir. Fakat bunlardan habersiz Hye-Young, bu adamı kendisine hergün çiçekler gönderen, papatya tarlasında karşıya daha rahat geçebilsin diye onun için minik bir köprü meydana getiren katil Park Yi sanar. Dedektif Woo'da Hye-Young'a aşık olmuştur. Fakat Hye-Young için tesadüfler gerçek aşkın yönünü şaşırtmış, biri katil, diğeri polis iki adamı da içinden çıkılması zor bir dönemece sokmuştur...

Kim Bong-Due genç bir öğretmendir. Eğitim sistemini küçümseyen Kim, anne ve babalardan para koparmak için yaşamaktadır. Bu amaçla onlara beyaz zarflar gönderip para alır. Kim’in zarfları öğrencilerin onun davranışını dikte etmesine yol açar. Bu P.E. sınıfında mutlak bir şefkat veya asla bitmeyecek olan öfke anlamına gelebilir. Bir gün, özel olarak yorucu bir çalışma esnasında bir öğrenci bayılır ve hastanaye kaldırılır. Karışıklığı bastırmak için Kim’in küçük bir okula nakli için gönüllü olması istenir. Kim, zarflarını bırakmak konusunda tereddüttedir, yine de istenen konumu kabul eder ve tek bir sınıflı ve beş öğrencisi olan okula gider…

Seo Ji-Woo(Im Soo-Jung) isimli bir kadın Hindistan'a gider ve orada ilk aşkı Kim Jong-Wook ile tanışır. Aradan 10 yıl geçmesine rağmen Ji-Woo ilk aşkını unutamaz. Babasının zoruyla yüzünü bile net hatırlayamadığı ilk aşkını bulmak için İlk Aşk Şirketine gider.İlk Aşk Şirketini yeni kurmuş olan Han Gi-Joon ilk müşterisi Ji-Woo ile Kim Jong-Wook'u aramaya başlarlar. Bir süre sonra Han Gi-Joon ilk müşterisi Ji-Woo'ya aşık olmaya başlar...

Seok-joong 30 lu yaşlarında bir çiftçidir.Aşık olup evlenmeyi istemektedir.Eun-ha bir kahvecide çalışmaktadır.Seok-joong bu kıza gönlünü kaptırır ve ona hergün hediyeler göndermeye adım atar.Eun-ha başlarda bu adamdan hoşlanmasada Seok-joong un iyi kalpli doğası onuda etkisinde bırakır ve evlenirler.Çiftin büyün mutluluğu fazla uzun sürmez. Eun-ha nın eski kocası onu bulur.Diğer taraftan Eun-ha nın HIV virüsü için yaptırdığı test pozitif yönde çıkmıştır?

Shim’in ailesi; kendi hayatlarında sıkışıp kalmış, Güney Kore’nin orta halli ailelerinden birini anlatan bir komedidir.Babası yerel bir lisede İngilizce öğretmeni olan Cho Ho-jin’dir. Artık eşi Moon he-kyung’a âşıktır ve değerini bilmemiştir. Üstelik Çizgi roman yazarı olan işsiz, baldızı da onlarla yaşamaktadır. Oğlu Yu A-In ve kızı, görev yaptığı okula gitmektedir.

Kanji Watanabe, genç yaşta dul kalmış bir adamdır. İkinci bir izdivaç yapmayan Kanji, üzerine titrediği oğlunu tek başına büyütmeyi tercih etmiştir. Aradan seneler geçmiş, oğlu büyümüş ve evlenmiş, kendisi de zamanla terfi ederek; belediyenin, halkla ilişkiler şube şefliğine kadar yükselmiştir. Bürokrasi değirmeni, Kanji 'nin dev gibi umutlarını öğüteli yirmi sene olmuştur. Dairenin ve diğer dairelerin çalışanlamış olurı gibi, Kanji 'de aslen yirmi senedir hiçbir şey yapmamaktadır. İmza atmak, kayıt tutmak ve kayıtları, tekrar dikkate almamak üzere arşivlemek dışında...Kanji 'nin iş yaşamı, bulunduğu pozisyonu, oturduğu şef koltuğunu korumak üzerine şekillenmiştir. O da hiçbir şey yapmamayı gerektirmektedir. Esasen Kanji 'de istese bile bir şey meydana getirecek gücü olmadığını, genç yaşlarında öğrenmiştir. Zampara bir adam olmayan Kanji, özel yaşamını tümüyle oğluna adamıştır. Oğlu koca adam olup evlenmesine rağmen, kendisini hâlâ küçük bir çocuğun babası sanmaktadır. Değişimi ve gerçekleri görebilse; ne yapacağını, nereye gideceğini bilemeyeceği kocaman bir boşluğa düşecektir...Kanji 'nin yaşamındaki tek yenilik, ara ara kendisini hissettiren ve giderek artan mide ağrılarıdır. Doktora giden Kanji, muayene sırası beklerken; başka bir hastadan doktorun koyacağı teşhisin mealini öğrenir. Doktorlar, kimseye öleceğini söylememektedirler. Muayene sonucunda doktorun Kanji 'ye koyduğu teşhis uysal ülserdir. Fakat Kanji, muayene sırasını beklerken uysal ülserin, yaşayacak en fazla üç ay daha bulunduğunu öğrenmiştir. Doktordan farklı bir frekansta ölüm ilânını dinleyen Kanji 'nin aklına ilk gelen yine oğlu olur...Eve gittiğinde ise babasının evde olmadığını sanarak eşiyle konuşan oğlunun, kendisinin emekli ikramiyesiyle neler yapmak istediğini öğrenir. Kanji, düştüğü karanlık çukurda bir taraftan ömrünü neler uğruna harcadığını görerek pişmanlığı çok acı bir halde tadacak, öteki yandan ise yaşamın her köşesinde, ruhunu ısıtacak bir ışık ile bir ölürken bile tutunacağı bir amaç arayacaktır...

Yeni film projesi üzerinde çalışmakta olan yönetmen (Jang Hyun-seong) eski sevgilisiyle birbirlerine verdikleri sözü tutmak üzere on yıl önce kaldıkları Biyang-do adasındaki motele gelir ve sevgilisini beklemeye başlar. Motelde tanıştığı ve kendisinden küçük olan Lee So-yeon ile birlikte hoş vakit geçirmeye başlayan yönetmeni bir taraftan iç muhasebe yaparken diğer taraftan Lee So-yeon ile birlikte daha farklı bir bir insan olma yolunda ilerlemektedir. Özellikle Lee So-yeon’un hareketliliği, çocukça davranışları ve en önemlisi her zaman mutlu olabilmesi Jang Hyun-seong fazlasıyla etkilemektedir. Ayrılma vakti geldiğinde bu defa Jang Hyun-seong ile Lee So-yeon bir yıl sonra buluşmak üzere anlaşırlar...